Çok Düzeltilmiş Çeviri, Kötü Bir Çeviri Midir?

Özellikle Türkçe ve İngilizce dil çiftlerinde tarife anlayışını benimsediğimiz için çeviri taleplerinin yarısında, Plus Çeviri ve Profesyonel Çeviri ile düzelti hizmeti sunuyoruz. Metinlerin gözden geçirilmesi, çok sıcak bakılmayan maliyet artışına rağmen, ısrarla desteklediğimiz bir uygulama.

Editöre Bakışımız

Ancak işin mutfağında, çeviri sürecinde,  düzeltinin hassas bir konu olduğunu biliyoruz. Düzelti sürecinin metinleri incelenen çevirmen, çeviri editörü ve kalitesini hisseden müşteriye farklı yansımaları var. Bu yazımızda bazen çevirmenlerin “tamamen gereksiz” olarak eleştirdiği (sanırım okuyanların en az yarısına tanıdık geliyor) değişikliklerle ilgili çevirmen gözlüğünü takalım istedik.

Değişiklikleri İzle seçeneğinin bir renk cümbüşü sergilediği ve yorumlarla dolu bir çeviri görmek çeviri mesleğine yeni adım atanlar dışında kimseye hoş duygular yaşatmaz (yazarınızın stajyerliği sırasında keyif aldığı çeviri süreçlerinden biri, değişiklikleri izlemekti). Burada çevirmen, ilk olarak, işverenin memnuniyetsizliğinin yapılan değişikliklere paralel artacağını düşünür.

Çeviri ve Düzelti Kültürü

Bu bakışın arkasındaki kök neden ise, içeriğin sistemli şekilde düzeltildiği bir kültüre mensup olmamamız. Mesleklerinde onlarca yılı geride bırakmış köşe yazarlarımızın bir sayfalık metinlerinde “Türkçeye” ilişkin bariz hatalar varsa (yazarınız son bir ay içinde bariz yazım hatası veya cümle düşüklüğü bulunan 5 köşe yazısı gösterebilir), çevirilerde hata olması da “neredeyse” kaçınılmazdır.

Aslında, düzelti sürecinde karşılaştığımız maddi hatalar (veya işverenin açık talebine rağmen yinelediğimiz stil hataları) hemen sahiplenilmesi, düzeltilmesi ve kaçınılması gereken hatalardır. Kronikleşen yanlışların önüne geçip sürekli gelişim sağlamak geri bildirimi kabul etmekten geçer. Bu yaklaşım da, mesleğin ilk yıllarında bu çalışma yöntemine alışmakla mümkündür. Metinlerde çok değişiklik yapılması bir türlü doğru çeviri yapamadığımız anlamına gelmez ve tercümeden sıkılmayı gerektirmez. Aslında burada çevirmenin en büyük hatası, her değişikliğe kafa yorup sorgulamaya girişmek ve sürekli hatalı olmadığını kanıtlama refleksidir.

Peki, Gereksiz Düzeltiler?

Yine de hiçbir hata yokken kırmızı bölümlerin, çevirmen ve revize eden/editör arasındaki fikir ayrılıklarına yol açtığı durumlarda zıtlaşmalar; kimin haklı/haksız şeklindeki bir sürtüşmeye dönüşebilir. Satranç müsabakalarının genelde tek bir kazananı varken her iki tarafta da tercüme ve müdahaleler konusunda puan kazanmaya dönük hamleler görülmeye başlar. Hele çevirmen gemileri yakmışsa! Metinlere yönelik düzeltiler bizde yok denecek kadar az, Avrupa dillerinde yaygın bir uygulamayken orada da hassas bir konu olmaya devam etmektedir. Çeviri forumları, hoşnutsuz tercümanların haksız düzeltiler ve “gereksiz değişiklikler” için açtıkları entry’lerle doludur.

Çeviri ve düzelti aşamalarını aynı anda deneyimleyen bir ekibiz; ancak “gereksiz değişiklikler” son müşteriye en iyi olduğunu düşündüğümüz, çok benimsediği veya bizim bile ters düştüğümüz bazı noktalarda ısrarcı olduğu kullanımları sunmamızı sağlar. Ve bu da daha okunaklı (veya projeye yeni katılan çevirmenin haberdar olmadığı önceki) metinler için keyfi görünen düzeltmeler gerektirir.

İyi Bir Çeviri Düzeltisi İçin Aynı Dili Konuşmak

Tüm çeviri sürecinde asıl arzulanan ise, çeviri ve düzeltileri tamamlayan tarafların aynı amaca hizmet ettiğine dair farkındalık geliştirmesidir. İdeal uygulamada bir çeviri ajansı, müşteri teslimi öncesi değişikliklerin bulunduğu projeyi onay veya yorumlar için çevirmene göndermelidir. Ancak az insan gücüyle çok iş başarmak veya taleplere acil dönüşler sağlamak gerektiğinde bu adım tamamen atlanıyor. Bir süre sonra çevirmene sadece revize edilmiş bir kopya sunuluyor ya da daha kötüsü, teslim sonrası daha az hak edişi gerekçelendirecek sebepler bile paylaşılabiliyor. Smartcat gibi çeviri araçlarının gerçek zamanlı tercüme ve düzelti işlevleri sunmasının aslında bunların önüne geçmeye başladığını söyleyebiliriz.

Diğer taraftan, hizmet sağlayıcıların çevirmene revizyonlarla ilgili yanıt verme fırsatı sunamaması aslında çok anlaşılır; ideal çeviri değişikliklerinin neler olacağına ilişkin her iki tarafı da memnun edecek en verimli etkileşimler üniversitelerdeki çeviri eğitimi sırasında mümkün.

Burada çeviri işletmesinin eleştirilebileceği konu, nihai ürünü gerçekten önemseyip bir kalite güvence kutusuna tik atmak olacaktır (bkz. ISO 17100 standardı). Öte yandan işletmeler, kendi versiyonlarının geliştirilebileceğini kabul edemeyen, bir editörün hata yoksa aslında katma değer oluşturmak için yaptığı her değişikliğe karşı çıkan çevirmenlerden yorulmuş da olabilir. Bu kısır döngüden kurtulmak için işletmelerin sürekli yeni çevirmenlerle çalışmak yerine bir çekirdek tercüme ekibi kurması, süreci daha da kolaylaştıracaktır. Öte yandan iş İngilizcesi özelinde, 7’yi seven şeklinde yazılı aktarma beklentisine giren bir çeviri işletmesinin, sürekli çalıştığı tercümanlarla bir stil kılavuzu paylaşması veya bu konuda onlara eğitim vermesi çok faydalı olacaktır.

Stilistik Tercihler ve Gelişim

Hayat çok kısa ve aslında çeviri düzeltileri, kimin haklı olduğundan çok, üslubun ne kadar farklılaştırılabileceğini, çeşitlendirilebileceğini ve iyileştirilebileceğini gösteriyor. Çevirmenin de editörün de kendi tarzı, sevdiği ve haz etmediği kullanımları, yani öznel fikirleriyle hareket edebildiğini kabul ediyoruz. Çeviri bilimsel olduğu kadar, sanatsal da bir faaliyettir. Burada şu ana mesajı verebiliriz: çok okuyan ve içselleştirdiklerini tercümelerinde uygulamaya çalışan bireyler, bu süreçte en editör dostu ve kazançlı çıkan meslek uzmanları olacaktır. “At IBM” ifadesinin (çok isabetli bir şekilde) çevirisini “IBM olarak” yansıtan meslektaşların Türkiye’yi temsil eden bir firma için de “At…” diyebilmesi aslında neye ulaşmaya çalıştığımızın en güzel örneğidir.

Bir dahaki düzelti incelemenizin keyifli geçmesi dileğiyle!

İlhan Erdem

Kaynaklar: Revision: a Can of Worms?

× İletişim